15 Kasım 2017 Çarşamba

Baldr'ın Ölümü








Baldr, Tanrılar arasında herkesin gözdesidir. Son derece yakışıklı, neşeli , iyi kalpli ve nazik bir Tanrıdır. O kadar iyi kalplidir ki, onun yanında kötü düşünce ve kötülük barınamaz. Tam anlamıyla etrafına ışık saçtığı için, Işığın Tanrısı adını almıştır.

Günler geçtikçe Baldr kötü rüyalar görmeye başlar ve bu rüyalar gittikçe şiddetlenerek hem Baldr’ın hem de Tanrlıarın canını sıkar. Tüm Aesir’i bir endişe kaplar. Bunu farkedince Odin hemen harekete geçer ve Sleipnir ile beraber ölüler ülkesine doğru yola çıkar. Vardığında bir ziyafetin hazırlandığını görür. Orada bir kahin kadını uykusundan uyandırır, bu rüyaların ve olup bitenin anlamını sorar. Konuşmak istemeyen kahin bildiklerini zorla anlatır. Tüm bu ziyafet ve hazırlıklar Tanrı Baldr’ın teşrif edeceği gün içindir, onun şerefine bal şarabı mayalanmaktadır.

Tanrımızın annesi Tanrıça Frigg, bu habere yıkılır ve çok sevdiği oğlunu kaybetmek istemez. Bunun için bir önlem almaya karar verir. Bütün yaratıklara " ateşe ve suya, demire ve her türlü metale, kayalara , toprağa, ağaçlara, hastalıklara, hayvanlara, kuşlara, zehirlere ve yılanlara" Baldr’a zarar vermeyeceklerine dair yemin ettirir. Ve tüm yaratıklar yemin ederler.

Artık hiçbir şey Baldr’a zarar vermez olmuştur. Tanrılar Baldr’ı talim alanına alıp üzerinde denemeler yaparlar, mızraklar, baltalar, oklar atarlar ama hiçbiri bir çizik bile oluşturmaz. Fakat bir yandan da talim yapmış olurlar.

Uzaktan olanları izleyen Loki, kadın kılığına girip, tanrıça Frigg’e yaklaşır ve neden hiç bir şeyin ona zarar vermediğini ve zarar verebilecek bir şey olup olmadığını sorar. Frigg önce yeminden sonra da Valhalla’nın batısında yetişen ökse otu adındaki küçük bitkiden bahseder. Yemin almak için de fazla zararsız geldiğini söyler.

Loki derhal ökse otunu bulur ve köklerinden söküp, ökse otundan bir ok yapar.

Talim alanına hemen döner ve sadece kör Tanrı Hodr’un hiçbir şey yapmadan kenarda oturduğunu fark eder. Yanına sokulur ve neden Baldr ile talim yapmadığını sorar. Kör Tanrı ise silahı olmadığını ve Baldr’ı göremediğini söyler. Loki ona yaptığı oku verir ve isterse bunu atabileceğini, oku Baldr’ a göre konumlandıracağını söyler. Ve Hodr, Baldr’ı orada vurarak ölmesine neden olur.

Tanrılar büyük dehşete kapılırlar, sorumlunun Loki olduğunu anlarlar fakat kutsal alanda ona bir şey yapamazlar. Loki kaçmıştır. Tanrılar ağlamaktan konuşamayacak hale gelirler ve Tanrıça Frigg Hel’e gidip Baldr’ı geri alması için cesur bir savaşçı aradığını söyler. En sonunda kahraman Hermod gönüllü olur. Bu tehlikeli ve korkunç yolculuğa çıkmak için Odin'in atı Sleipnir'i ödünç alır.


Bu sırada tanrılar, Baldr için bir cenaze töreni hazırlarlar ve bunun için ölen tanrının gemisi olan Hringhorni'yi uygun görürler. Tüm hazırlıklar yapılır fakat gemi karaya oturduğu için hareket etmemektedir. Bir çok başarısız deneme sonucunda gemiyi, yardım için Hyrokkin adında bir devi yardıma çağırırlar. Hyrokkin Asgard'a dizginleri zehirli yılanların olduğu bir kurt  ile gelir. Tek bir hamlede gemiyi yüzdürmeyi başarır, hatta o kadar hızlı iter ki, geminin kızakları alev alır. Ve tüm dokuz dünyanın yaratıkları bu cenazeye katılır.

Bunula birlikte ölen tanrının eşi Nanna da kederden ölür ve Baldr'ın yanına yatırılır. Thor şans getirmesi için bir cüceyi alevlerin içine tekmeler, yığılan hazinelerin üzerine Odin, yüzüğü Draupnir'i de atar. 





 Tüm bunlar olurken Hermod Gjöll ırmağını geçmektedir, son derece karanlık ve tehlikeli yollardan yolculuk etmektedir. Hel'in kapısına ulaşmak için bir devi atlatmak zorunda kalmıştır. En sonunda Hel'e ulaştığında Baldr'ın soluk bir şekilde, onur konuğu olarak Tanrıça Hel'in yanında oturduğunu görür. Ve herkesin Baldr'ın geri dönmesini istediğini söyler.

Fakat Hel, yalnızca ve yalnızca “yaşayan ve yaşamayan tüm varlıklar gözyaşı dökerse” ancak o zaman Baldr’ın Aesir’e dönebileceğini söyler. Eğer gözyaşı dökmeyi reddeden bir "şey" bile olsa Baldr Hel'de kalacaktır. 

Haber gelir ve Thokk adındaki dişi bir dev dışında herkes ve her şey gözyaşı döker. Thokk ise kılık değiştirmiş Loki’den başkası değildir. Ve böylece Baldr kıyamet gününe kadar Hel’de kalacaktır.

Tanrılar son derece hiddetlenmiştir. Loki çareyi dört duvarında da kapı olan ve içeriden her yerin göründüğü bir barakaya saklanmakta bulur, sabahları da yanındaki nehirde bir alabalık olarak yüzer. Fakat bir gün Odin görkemli tahtı Hlidskialf üzerinde otururken Loki'nin yerini tespit eder. Tanrılar nehir kenarına vardığında Loki'nin nehirde sığındığını anlarlar. Onu yakalayabilmek için bir ağ örerler. Loki, tanrıları iki kez atlatmış olsa da üçüncü kez Thor tarafından yakalanır ve kaçmasın diye önlemler alınır.


Tanrılar, onu omuzlarının altından, belinin altıdan ve dizlerinin altından olmak üzere üç büyük kayaya bağlarlar. Ve başında son derece zehirli bir yılanı nöbet tutması için bırakırlar. Karısı Sigyn buna dayanamaz ve eline geçirdiği tahta bir kapla Loki’nin başında bekler. Kase dolup zehri boşlatmak için her geri çektiğinde zehir Loki’nin gözüne damlar. Tanrı o kadar şiddetle bağırır ve titrer ki, Dünyada depremler meydana gelir.


Fakat eninde sonunda Loki, tanrıların alacakaranlığı olan Ragnaroktaki rolünü gerçekleştirebilmek için serbest kalacaktır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder